Emir ~ امير
Lugat-ı Cudi - Emir ~ امير maddesi. Sayfa: 146 - Sira: 10
Lugat-ı Cudi, İbrâhim Cûdî Efendi Sözlüğü; Emir maddesi. osmanlıcada Emir ne demek, Emir anlamı manası, Emir osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Emir hakkında bilgi. Arapça Emir ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Emir anlamı
Lugat-ı Cudi - امير Emir ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Emir ~ امير güncel sözlüklerde anlamı:
EMiR ::: (Bak: Emr)
EMiR ::: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. * Büyük ve meşhur bir soydan gelen. * Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. * Zengin.
emir ::: (a. i. c. : evâmir) : (bkz. : emr).
emîr ::: (a. i. emr'den. c. : ümerâ) : 1) bir kavmin, bir şehrin başı, beği. 2) büyük bir hanedana mensup kimse. [kelimenin cem'i olan "ümerâ" bu mânâlarda kutlanılmaz].
emîr-i Mekke ::: Mekke emîri, Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in sülâlesinden olup Mekke'de me'mur bulunan zat.
emîr-ül-ceyş ::: serdar, serasker, başkumandan.
emîr-ül-Hâcc ::: hacılar emîri, hacılar kafilesine reislik etmekle vazifeli bulunan zat.
emîr-ül-mâ' ::: amiral.
emîr-ül-mü'minîn ::: mü'minlerin emîri, Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in halîfesi, (pâdişâh), [bu unvan ilk evvel Hz. Ömer'e verilmiştir],
emîr-ül-ümerâ' ::: (emirlerin emîri) : [eskiden], mülkiye (sivil) de paşalık unvanının ilk derecesi ki ikinci rütbeyi karşılar.
emîr ::: bey, başkan.
EMiR ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Ey îmân edenler! Allah'a itâat edin. Peygambere ve sizden olan emir sâhiplerine de itâat edin. (Nisâ sûresi: 59)
Allahü teâlâdan korkunuz! Başınızdaki emîr, habeşli köle bile olsa, itâat ediniz!.. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)
2. Hazret-i Ali'nin lakabı.
Hazret-i Muâviye'nin Emîr ile muhârebesi, ictihâd sebebi ile idi. (İbn-i Hacer-i Mekkî)
Hazret-i Emîr'in ismi, Cennet kapısının üstünde yazılıdır. (İmâm-ı Rabbânî)
EMiR ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Ey îmân edenler! Allah'a itâat edin. Peygambere ve sizden olan emir sâhiplerine de itâat edin. (Nisâ sûresi: 59)
Allahü teâlâdan korkunuz! Başınızdaki emîr, habeşli köle bile olsa, itâat ediniz!.. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)
2. Hazret-i Ali'nin lakabı.
Hazret-i Muâviye'nin Emîr ile muhârebesi, ictihâd sebebi ile idi. (İbn-i Hacer-i Mekkî)
Hazret-i Emîr'in ismi, Cennet kapısının üstünde yazılıdır. (İmâm-ı Rabbânî)
Emir :::
- Buyruk, komut, talimat, ferman.
- İstek
Örnek: İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu - Bir makamdan öbürüne geçerken görevliye verilen belge.
- Araplarda ve daha başka Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı.
- bk.emir kipi.
- Borsada menkul değer alıp satmak amacıyla aracılara yazılı ya da sözlü biçimde yapılan bildirim.
emir ::: iş , buyruk , emir
emîr ::: bey , emirlik başkanı
emir ::: buyruk
emir ::: emir
emîr ::: bey
emîr ::: emirlik başkanı
emîr ::: emir
emir ::: (a. i. c. : evâmir) (bkz. : emr).
emîr ::: (a. i. emr'den. c. : ümerâ) 1) bir kavmin, bir şehrin başı, beği. 2) büyük bir hanedana mensup kimse. [kelimenin cem'i olan
emir ::: buyruk, ferman, istek, komut, talimat
EMİR :::