tarik ~ تارك
Lugat-ı Cudi - tarik ~ تارك maddesi. Sayfa: 233 - Sira: 10
Lugat-ı Cudi, İbrâhim Cûdî Efendi Sözlüğü; tarik maddesi. osmanlıcada tarik ne demek, tarik anlamı manası, tarik osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte tarik hakkında bilgi. Arapça tarik ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada tarik anlamı
Lugat-ı Cudi - تارك tarik ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
tarik ~ تارك güncel sözlüklerde anlamı:
TaRiK ::: Terkeden, vazgeçen, bırakan.
TARiK ::: f. Karanlık.
TARiK ::: Yol. Tarz, usûl. * Vâsıta. Meslek. * Bir maksada nâil olmak için icrâsı lâzım olan husus veya bu hususların hey'et-i mecmuası.
târek ::: (f. i.) : tepe, başın tepesi.
târik ::: (a. i. c. : etrâk, turrâk) : 1) sabah yıldızı, çulpan, Venüs, (Zühre). 2) erkek adı.
tarîk ::: (a. i. c. : turuk) : 1) yol. (bkz. : râh). Kutâ-i tarîk : yol kesen haydut. Ulâ-bi-t-tarîk : en iyi, en âlâ yol.
tarîk-i Ahmed-i muhtar ::: Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in yolu; Müslümanlık.
tarîk-i âmm,i sultanî ::: geniş yol, cadde. 2) usûj.
tarîk-ı hâss ::: bir veya birkaç eve mahsus çıkmaz sokak.
tarîk-ı ratîb ::: kim. toz hâline getirilen bir madde su ile karıştırılarak cins ve nevinin tahlîli usûlü. 3) meslek. 4) vâsıta, sebep.
tarîk-ı yâbis ::: hararetle bir mâdeni tahlil etme usulü.
târik ::: (a. s. terk'den) : terk eden, bırakan, vaz geçen.
târik-i dünyâ ::: 1) dünyâ işlerindtn elini ayağını çekip bir köşede oturan; 2) evlenmiyen papaz.
târik-i sallt ::: namazı terk eden, namaz kılmıyan, beynamaz.
târik ::: (f. s.) : karanlık, (bkz. : muzlim). Şeb-i târik : karanlık gece.
târik ::: terkeden.
tarîk ::: yol, tarz, metod.
Târik ::: Terkeden; bırakan
Tarik ::: Yol; yöntem
târik ::: terkeden
târîk ::: yol , tarz , yöntem , meslek , karanlık
tarîk ::: yol
tarîk ::: yöntem
tarîk ::: meslek
tarîk ::: tarikat
târîk ::: karanlık
târek ::: (f. i.) tepe, başın tepesi.
târik ::: (a. i. c. : etrâk, turrâk) 1) sabah yıldızı, çulpan, Venüs, (Zühre). 2) erkek adı.
târik ::: (f. s.) karanlık, (bkz. : muzlim). Şeb-i târik : karanlık gece.
Tarik ::: Yol; yöntem
Târik ::: Terkeden; bırakan
tarik ::: yol
tarik :::
târik :::
TARÎK :::
TARİK :::
TÂRİK :::