kaim ~ قائم
Lugat-ı Cudi - kaim ~ قائم maddesi. Sayfa: 723 - Sira: 8
Lugat-ı Cudi, İbrâhim Cûdî Efendi Sözlüğü; kaim maddesi. osmanlıcada kaim ne demek, kaim anlamı manası, kaim osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kaim hakkında bilgi. Arapça kaim ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kaim anlamı
Lugat-ı Cudi - قائم kaim ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
kaim ~ قائم güncel sözlüklerde anlamı:
KAiM ::: Ayakta duran. Mevcut. Baki. * Vaktini ibadetle geçiren.
kaim ::: ("ka" uzun okunur, a. s. kıyâm'dan.) : 1) ayakta duran, ayakta bulunan. 2) birinin yerini tutan, birinin yerine geçen. 3) namaz kılan, vaktini namaz kılmakla geçiren. 4) geo. dik. Zâviye-i kaime : dik açı. (bkz. : amud). 5) bir işte sebat eden.
kaim ::: ayakta duran.
KaiM ::: Bir saatlik tefekkür (Allahü teâlânın büyüklüğünü, yarattıklarındaki hikmetleri düşünmek) bütün geceyi kâim olarak geçirmekten hayırlıdır. (Ebü'd-Derdâ)
KaiM ::: Bir saatlik tefekkür (Allahü teâlânın büyüklüğünü, yarattıklarındaki hikmetleri düşünmek) bütün geceyi kâim olarak geçirmekten hayırlıdır. (Ebü'd-Derdâ)
Kaim :::
- Başka bir şeyin yerine geçen.
- Ayakta duran, var olan.
- Her zaman var olan (Tanrı).
- 1. Birinin yerine geçen. 2. Bir işte sebat eden, direnen. 3. Ayakta duran.
kâim ::: ayakta duran , ayakta , yerine geçen
kâim ::: ayakta
kâim ::: yerine geçen
kâim ::: dik
kaim ::: (
Kâim ::: Başka bir şeyin ya da kişinin yerine geçen.
Kaim ::: Başka bir şeyin ya da kişinin yerine geçen
Kaim ::: Başka bir şeyin ya da kişinin yerine geçen
kaim :::
KAİM :::