Hat ~ خط
Lugat-ı Cudi - Hat ~ خط maddesi. Sayfa: 460 - Sira: 9
Lugat-ı Cudi, İbrâhim Cûdî Efendi Sözlüğü; Hat maddesi. osmanlıcada Hat ne demek, Hat anlamı manası, Hat osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Hat hakkında bilgi. Arapça Hat ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Hat anlamı
Lugat-ı Cudi - خط Hat ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Hat ~ خط güncel sözlüklerde anlamı:
HAT ::: f. Çaylak kuşu.
hatt ::: (a. i. c. : hutût) : 1) çizgi. 2) satır. 3) yol. 4) yazı. 5) pâdişâh yazısı, ferman, buyruk. 6) sıra, saf. 7) gemiler için hareket istikameti olarak belirtilen taraf. 8) geo. yalnız uzunluğu olan buut, * boyut. 9) gençlerde yeni terliyen bıyık veya sakal. 10) parmağın onikide biri olan bir ölçü.
hatt-ı bâlâ ::: coğr. doruk çizgisi, tepelerin en yüksek noktasından geçen hâyâlî çizgi.
hatt-ı butlan ::: battal etmek kasdiyle bir kaydın veya künyenin üzerine çekilen çizgi.
hatt-ı celî ::: bütün islâm yazılarının uzaktan okunabilecek kadar iri yazılmış nev'i ve sülüs yazısının irisi.
hatt-ı dest ::: el yazısı, el yazması.
hatt-ı divanî ::: rık'a'nın birleştirilmesinden doğmuştur. Düz ve devirli kısımların daha kısa şekilde tatbik edilmesi suretiyle çabukluk elde edilmiştir. "İnce dîvânî, kırma dîvânî, celî dîvânî" diye çeşitleri vardır. Bunların hepsine birden "çepyazısı" denir. Divanî ile celî dîvânî, ferman ve berat gibi yazılarda; ince ve kırma dîvânî, vakfiye, îlân, hüccet, ilmihaber gibi resmî kayıtlarda kullanılmıştır.
hatt-ı fasıl ::: fasledici, ayırıcı çizgi.
hatt-ı gubârî ::: g. s. bir yazı sitili.
hatt-ı hareket ::: davranış, davranma yolu.
hatt-ı hubân ::: sevgilinin yanağında çıkan ince tüyler.
hatt-ı hümâyûn ::: pâdişâhların herhangi bir iş için bizzat yazdıkları yazılar, (bkz. : hatt-ı şerîf).
hatt-ı içtimâ-i miyâh ::: suların toplandığı hat, çizgi, dere.
hatt-ı imtiyaz ::: XIX. asırda, Sırbistan, Romanya gibi beylik olan yerlerin sınırı.
hatt-ı istiva ::: coğr. ekvator, fr. equateur.
hatt-ı istivâ-i semavi ::: astr. arzın merkezinden geçerek mihver-i âlem'e amut (* dikey) olmak üzere tasavvur edilen düzlemin semâ küresi ile arake-sidi.
hatt-ı kûfî ::: "mensûbî" adı da verilen bu yazı Lle sikke, kitabe ve Kur'an yazılmıştır. IV. Halîfe Hz. Alî'nin bunu geliştirdiği ve ustaca kullandığı söylenir. Önceleri "Mekkî", "Medenî, "Basrî" adları verilmiş olan bu yazının, nesih yazısından sonra itibârını kaybederek yslnız kitabelerde ve süs yazısı olarak arasıra kullanılmıştır.
hatt-ı lâ ism-i leh ::: anat. azm-i kas (sternum) üzerinden karına kadar geçen mevhum çizgi, fr. grand droit de I'abdomen.
hatt-ı mağribi ::: mağrip adı verilen : Cezayir, Tunus ve Fas'lıların yazıları.
hatt-ı mevhum ::: hayalî çizgi.
hatt-ı mîhî, - mismârî ::: çivi yazısı.
hatt-ı muvazi ::: geo. paralel çizgi, doğru.
hatt-ı müdâfaa ::: ask. müdâfaa, korunma, savunma hattı.
hatt-ı münhanî ::: geo. eğri çizgi.
hatt-ı münkesir ::: geo. kırık çizgi.
hatt-ı müstakim ::: geo. doğru çizgi.
hatt-ı nesih ::: kalınlığı "sülüs" yazısının üçte biri kadardır. Sonradan, tashihe elverişli olmadığından, yazanın ustalığını deneme bakımından, hattatlar arasında bir meheng olmuştur. Başka yazılara nispeten daha kolay okunduğundan, çok yayılmıştır. Kur'an, tefsir ve hadîs yazmakta çok kullanılmıştır. "Nesih kırması" ve "ince nesih" diye iki şekli daha vardır.
hatt-ı nev, -nevhîz, -nevin ::: yeni yeni terlemeye başlamış olan sakal.
hatt-ı nev-zuhûr ::: yüzde yeni yeni çıkmıya başlıyan tüy.
hatt-ı nısfın nehâr ::: coğr. meridyen, fr. meridien.
hatt-ı reyhânî ::: kalınlığı sülüs gibidir. Bunda gözü kapalı harf yoktur. Kur'an ve duâ yazmakta çok kullanılmış ise de, sonraları kullanılmaz olmuştur. Ibni Bevvâb tarafından îcâdedildiği söylenir.
hatt-ı rıka' ::: "tevki" e bağlı ve tevki'î, kırması gibidir, kat'î bir şekli olmadığı gibi, kalınlığı için de bir ölçü yoktur. Harflerinin çoğu bitişiktir. Çabuk yazılabilir bir yazı olduğundan mektup ve şâire yazmakta kullanılmıştır. Bunun, Bağdatlı Ebül FazI bin Hâzin tarafından îcâdedildiği söylenir.
hatt-ı rık'a ::: divânî'deki harf şekillerinini sadeleştirilmesi ile meydana- gelmiştir. Devir ve meyiller azaltılmış, bu suretle yazıda çabukluk elde edilmiştir. Müsvedde, pusula, mektup gibi şeylerde kullanılır. "Rık'a kırması", "Babıâlî kırması" ve II. Abdülhamid devrinden beri kullanılan "İzzet Efendi rık'ası" gibi çeşitleri vardır.
hatt-ı siyâkat ::: bir yazı çeşididir. Her kelimede bir kısaltma yapılmış, çok defa nokta da kullanılmamıştır. Okunması çok zordur. Mâliye, Tapu, Evkaf gibi dâirelerde resmî kayıtlar tutmada çok kullanılmıştır. Güç okunur bir yazıdır.
hatt-ı sülüs ::: harflerin altıda dört parçası düz, iki parçası devirlidir. Yazının sülüs (=üçte bir) adını alması, bu üçte iki ve üçte bir nisbetinin dâima korunmasındandır. Kalınlığı meşk kalemidir; daha incelerine "ince sülüs" (ı kalınlarına da celî (= iri, kalın) veya "sülüs celîsi" denir.
hatr-ı şecerî ::: budak şeklinde bir yazıdır.
hatt-ı taksîm-i miyâh ::: coğr. su bölümü çizgisi, * su çatı.
hatt-ı ta'lîk ::: İran yazısıdır, bütün harfleri devirlidir. Kalınlığı sülüs kadardır. Daha incelerine, "ince ta'lîk", "hurda ta'lîk", "gubârî tâ'lik", daha kalınlarına da "ta'lik celîsi" denir. "Kırma ta'lîk" diye bir şekli daha vardır. Rivayete göre Hoca Ebü-I Âl, Pehlevî yazısı ile "kûfî furûstı" nı birleştirmek suretiyle îcâdetmiştir.
hatt-ı tevki' (icazet) ::: eski hattatlarımızın "icazet" dedikleri yazıdır. Yansı düz, varisi devirlidir. Kalınlığı nesih gibidir. Ferman, menşur, süfera, nâ. me, mahkemelerden çıkan vakfiye suretlerinde kullanılmıştır. Bunun da Ebü-I FazI bin Hâzin tarafından icâdolunduğu söyletnir.
hatt-ı ufki ::: geo. * yatay.
hntt-ı vâsıt ::: geo. * kenarortay.
hatt-ı vasi ::: bitiştirici, bitiştiren çizgi.
hatt-ı yemânî ::: hatti hamîrî denilen ve Arap harflerinin asıl ve esâsını meydana getiren hat, yazı.
hatt-ı zemîn ::: geo. yer * ekseni.
hatt-zer-endûd ::: altınla yazılmış cel? yazılar.
hatt-üs-semt ve-l-kadem ::: astr. her hangi bir mahalde râsıdın bulunduğu noktadan ve semâ küresinin merkezinden, yânî Arzın merkezinden geçerek iki tarafa doğru uzanan ve semâ küresini iki noktada delen hattın bu iki nokta arasında kalan parçası.
hatt-üs-semt ve-n-nazîr ::: astr. muayyen bir maksatla rasat yapmak için belli bir noktada (mev-kıf) duran râsıdın bulunduğu noktadan ve Arzın merkezinden geçip iki tarafa uzanarak küre-i semâvî'yi iki noktada delen mevhum hat ve bu-hattın iki nokta arasında kalan parçası.
hat ::: yazı, çizgi, sınır.
Hat :::
- Çizgi.
- Yazı.
- Ulaşım sağlayan bir taşıtın uğradığı yerlerin bütünü, yol, geçek.
- Elektrik akımı taşıyan tel veya kablo sistemi
Örnek: Bir kablodan muhtelif hatlar çıkar. S. F. Abasıyanık - Telefon, telgraf, televizyon vb. araçlarla iletişim sağlayan yol, kanal.
- Sınır
Örnek: Dalga dalga ilerleyen hücum hatlarımız birinci düşman siperlerine girdi. A. Gündüz - Yüzü biçimlendiren çizgi veya kırışıklık
Örnek: Yüz hatları bütün bu rivayetleri doğruluyor. H. Taner - Vücut biçimi.
hât ::: çizgi , yazı
hatt ::: çizgi , yazı , yol , sınır
hatt ::: çizgi
hatt ::: yol
hatt ::: yeni terlemiş bıyık
Hât ::: (f. i.) çaylak [kuş],
hat ::: biçim, çizgi, sınır, yazı, yol
HAT :::