derviş ~ ردويش
Lugat-ı Cudi - derviş ~ ردويش maddesi. Sayfa: 485 - Sira: 13
Lugat-ı Cudi, İbrâhim Cûdî Efendi Sözlüğü; derviş maddesi. osmanlıcada derviş ne demek, derviş anlamı manası, derviş osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte derviş hakkında bilgi. Arapça derviş ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada derviş anlamı
Lugat-ı Cudi - ردويش derviş ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
derviş ~ ردويش güncel sözlüklerde anlamı:
DERViş ::: f. Gayet mütevazi ve kanaatkâr olan. * Kimsesiz, fakir. * Mâneviyâtla gönlü zengin olan fakir. * Mürid veya şeyh.
derviş ::: (f. i.) : A. Uah için alçak gönüllülüğü ve fıkarâlığı kabul eden veya bir tarikata bağlı bulunan kimse. 2) fakir ve ihtiyaçtı kimse.
dervîş-i abâ-pûş ::: aba giymiş derviş.
dervîş-i dil-rîş ::: gönlü yaralı derviş.
derviş ::: yaşayışını tarikatının edeplerine uyduran kalender kimse.
DERViş ::: Dervişlik, yalnız bir yere çekilip oturmak, gökte uçmak, dağda ve mağarada bulunmak değildir. Dervişlik, gönlü mâsivâdan yâni Allahü teâlâdan başka her şeyden çevirmektir. (Ubeydullah-ı Ahrâr)
Derviş dünyâ ve âhirette mes'ûddur. Dervişten dünyâda sultan vergi almaz. Âhirette de Allahü teâlâ hesap sormaz. (Ebû Bekr Verrâk)
Dervişlik didükleri hırkayıla tâc değül,
Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtâç değül.
(Yûnus Emre)
Derviş :::
- Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse, alperen.
- Yoksulluğu, çilekeşliği benimsemiş kimse.
- Alçak gönüllü ve her şeyi hoş gören kimse.
- Kırlangıç balığının pek küçüğü.
derviş ::: bir tarikata girmiş , yaşayışını tarikatının edeplerine uyduran kalender kimse , gayet mütevazi ve kanaatkar olan , kimsesiz , fakir , maneviyatla gönlü zengin olan fakir , mürid veya şeyh
dervîş ::: yoksul , tarikat şeyhine bağlı mürit
dervîş ::: yoksul
dervîş ::: tarikat şeyhine bağlı mürit
derviş ::: fukara
DERVİŞ :::