Çağdaş Sözlük

kanaat ~ قناعت

Lugat-ı Cudi - kanaat ~ قناعت maddesi. Sayfa: 742 - Sira: 10

Lugat-ı Cudi, İbrâhim Cûdî Efendi Sözlüğü; kanaat maddesi. osmanlıcada kanaat ne demek, kanaat anlamı manası, kanaat osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kanaat hakkında bilgi. Arapça kanaat ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kanaat anlamı

Lugat-ı Cudi - قناعت kanaat ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

kanaat ~ قناعت güncel sözlüklerde anlamı:

KANAAT ::: Aç gözlü olmayıp hırs göstermemek. Kısmetinden fazlasına göz dikmemek. Helâl ile yetinip haramı istememek. Az şeyi de olsa kısmetine razı olmak.(Semere-i sa'yine ve kısmetine rıza kanaattir, meyl-i sa'yi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa dûnhimmetliktir. M.) (Bak: Himmet)

kanâat ::: (a. i.) : 1) kısmete razı olma, bir şeyi yeter görüp fazlasını istememe. 2) kanma, kanış. 3) görüş, tahmin.

kanaât ::: kısmetine razı olma, kabullenme.

KANaAT ::: Allahü teâlâ buyuruyor ki: "Ey kulum! Emir ettiğim farzları yap, insanların en âbidi olursun. Yasak ettiğim haramlardan sakın verâ sâhibi olursun. Verdiğim rızka kanâat eyle, insanların en ganîsi (en zengini) olursun, kimseye muhtâc kalmazsın (Hadîs-i kudsî-Berîka)

İslâmiyet ile şereflenen, hayâtı için yetecek nafakaya sâhib olan ve bunda kanâat eden kimseye ne mutlu. (Hadîs-i şerîf-Nisâb-ul-Ahbâr)

Kanâat tükenmez bir hazînedir. (Hadîs-i şerîf-Nihâye)

Kanâat eden azîz, tama' eden (dünyâ lezzetlerini haram yollardan arayan) zelîl olur. (Hadîs-i şerîf-Nihâye)

Kim kanâat ederse, geçimi iyi olur. Kim tama' ederse, (dünyâ lezzetlerini haram yollardan ararsa) geçim sıkıntısı çeker. (İbn-i Cevzî)

Kanaat :::


  1. Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum.

  2. Kanma, inanma.

  3. Kanış, kanı, inanç, düşünce
    Örnek: Biz kanaatlerimizi açık söyleriz. E. İ. Benice

  4. kanı.

kanâat ::: görüş , düşünce , yetinme , kanaat etmek , yetinmek

kanaat ::: kısmetine razı olma

kanaât ::: kısmetine razı olma , kabullenme

kanâat ::: ‬yetinme

kanâat ::: (a. i.) 1) kısmete razı olma, bir şeyi yeter görüp fazlasını istememe. 2) kanma, kanış. 3) görüş, tahmin.

kanaat ::: düşünce, inanç, kanı

KANAAT :::

Aç gözlü olmayıp hırs göstermemek. Kısmetinden fazlasına göz dikmemek. Helâl ile yetinip haramı istememek. Az şeyi de olsa kısmetine razı olmak.(Semere-i sa'yine ve kısmetine rıza kanaattir, meyl-i sa'yi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa dûnhimmetliktir. M.) (Bak: Himmet)