günah ~ گناه
Lugat-ı Cudi - günah ~ گناه maddesi. Sayfa: 774 - Sira: 5
Lugat-ı Cudi, İbrâhim Cûdî Efendi Sözlüğü; günah maddesi. osmanlıcada günah ne demek, günah anlamı manası, günah osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte günah hakkında bilgi. Arapça günah ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada günah anlamı
Lugat-ı Cudi - گناه günah ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
günah ~ گناه güncel sözlüklerde anlamı:
GüNAH ::: f. Cezayı gerektiren amel. Dine aykırı iş. Allah'ın emirlerine uymayan hareket. (Bak: Kebâir-Cünha)(Evet günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse kurt değil belki küçük bir manevi yılan olarak kalbi ısırıyor. Meselâ: Utandıracak bir günahı gizli işliyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicab ettiği zaman melâike ve ruhaniyatın vücudu ona çok ağır geliyor. Küçük bir emare ile onları inkâr etmek arzu ediyor. L.)
günâh ::: (f. i.) : Allah'ın emirlerine aykırı olarak görülen iş, dînî suç. [nazımda "'güneh" şeklinde geçer], (bkz. : güneh, ism, zenb).
günâh ::: dince suç olan şey.
GüNaH ::: Gizli yapılan günâhın tövbesini gizli yapınız! Açıkça işlenen günâhın tövbesini açıkça yapınız! Günâhınızı bilenlere, tövbenizi duyurunuz. (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet)
Günâh işlemekten çekinmeyen âlim, elinde meş'ale tutan köre benzer. Herkese yol gösterir, fakat kendisi göremez. (Sâdi-i Şîrâzî)
Günâh işlemeye devâm ettiği hâlde, günâhımın Allahü teâlâya ne zarârı var, o beni affeder demek münâfıklık alâmetidir. (Abdullah-ı Dehlevî)
Günâhlar eğer zinâ etmek, içki içmek, şarkı ve çalgı âletleri dinlemek, haramlara bakmak, abdestsiz mushafa dokunmak ve bid'at îtikâdı (bozuk, yanlış inanışlar) gibi Allahü teâlânın hakkı olup, kul hakları ile ilgili değilse, onların tövbesi, pişmanlık, istiğfâr ve yalvararak Allahü teâlâdan özür dilemekle olur. Ama farzları terk etmişse, meselâ namazlarını kılmamış, oruçlarını tutmamışsa tövbe ve istiğfâr bunları kazâ ettikten sonra olur. Kul hakkı ile ilgili olanlarda, hakları sâhiblerine veya vârislerine verip helallık dilemelidir. Vârisi bilinmezse, sâhibine niyetle fakirlere sadaka olarak vermelidir. (İmâm-ı Gazâlî, Yûsuf Sinânüddîn)
GüNaH ::: Gizli yapılan günâhın tövbesini gizli yapınız! Açıkça işlenen günâhın tövbesini açıkça yapınız! Günâhınızı bilenlere, tövbenizi duyurunuz. (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet)
Günâh işlemekten çekinmeyen âlim, elinde meş'ale tutan köre benzer. Herkese yol gösterir, fakat kendisi göremez. (Sâdi-i Şîrâzî)
Günâh işlemeye devâm ettiği hâlde, günâhımın Allahü teâlâya ne zarârı var, o beni affeder demek münâfıklık alâmetidir. (Abdullah-ı Dehlevî)
Günâhlar eğer zinâ etmek, içki içmek, şarkı ve çalgı âletleri dinlemek, haramlara bakmak, abdestsiz mushafa dokunmak ve bid'at îtikâdı (bozuk, yanlış inanışlar) gibi Allahü teâlânın hakkı olup, kul hakları ile ilgili değilse, onların tövbesi, pişmanlık, istiğfâr ve yalvararak Allahü teâlâdan özür dilemekle olur. Ama farzları terk etmişse, meselâ namazlarını kılmamış, oruçlarını tutmamışsa tövbe ve istiğfâr bunları kazâ ettikten sonra olur. Kul hakkı ile ilgili olanlarda, hakları sâhiblerine veya vârislerine verip helallık dilemelidir. Vârisi bilinmezse, sâhibine niyetle fakirlere sadaka olarak vermelidir. (İmâm-ı Gazâlî, Yûsuf Sinânüddîn)
Günah :::
- Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal
Örnek: Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir. H. Taner - Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık.
- Sorumluluk, vebal.
- Kabahat, hafif suç
Örnek: Bütün kusurları, günahları, kibar, asil bir güzellik şeklinde görülür. M. Yesarî
günâh ::: suç , kabahat , dini suç , cezayı gerektiren amel , dine aykırı iş , Allah'ın emirlerine uymayan hareket , dince suç olan şey
günah ::: suç
günah ::: kabahat
günah ::: dinî suç
günâh ::: (f. i.) Allah'ın emirlerine aykırı olarak görülen iş, dînî suç. [nazımda
günah ::: cürüm, hata, sorumluluk, vebal, yazık
GÜNAH :::