Çağdaş Sözlük

muhalefet ~ مخالفت

Lugat-ı Cudi - muhalefet ~ مخالفت maddesi. Sayfa: 867 - Sira: 3

Lugat-ı Cudi, İbrâhim Cûdî Efendi Sözlüğü; muhalefet maddesi. osmanlıcada muhalefet ne demek, muhalefet anlamı manası, muhalefet osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte muhalefet hakkında bilgi. Arapça muhalefet ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada muhalefet anlamı

Lugat-ı Cudi - مخالفت muhalefet ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

muhalefet ~ مخالفت güncel sözlüklerde anlamı:

MUHALEFET ::: Kabulsüzlük. Karşı durma. Uyuşmazlık. Zıt gitmek. Zıddiyet. Muvafık olmamak.

muhalefet ::: (a. i. sül. : halefe'den) : uhaliflik, uygunsuzluk, aykırılık; düşmanlık, (bkz. : zıddıyyet).

muhâlefetün li-l-havâdis ::: mahlûkatın ('yaratıkların) hiçbirine benzememek sıfatı ve hâli. [Allah'ın sıfâtlanndandır]

muhâlefet ::: karşı gelme, ayrı düşünme, uymama.

MUHaLEFET ::: İrâde; nefsin arzularına muhâlefet edip, onu Allahü teâlânın emirlerine yöneltmek ve kendisi için Allahü teâlânın takdîr ettiğine râzı olmaktır. (Abdullah bin Muhammed Mürteiş)

Her ayrılışın başlangıcı muhâlefettir. Hocasına muhâlefet eden bir kimse, artık onun yolu üzerinde devâm edemez; aradaki ilgi ve berâberlik kesilir. Kalbi ile hocasına îtirâz eden (karşı gelen) kimse, sohbetinden ve ilminden istifâde edemez (faydalanamaz). O kimseye tövbe etmesi lâzım olur. (Ebû Ali Dekkâk)

Bir kimsenin münâzara ve muhâlefet yaptığını, sâdece kendi görüşünü beğendiğini, ısrarlı bir tutum içerisinde olduğunu görürsen, onun hüsrânının tamam olduğunu bil. (Bilâl bin Sa'd)

Muhalefet :::


  1. Bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olma durumu, aykırılık.

  2. Karşı görüşte, tutumda olan kimseler topluluğu.

  3. Demokraside iktidarın dışında olan parti veya partiler.

muhâlefet ::: zıddına hareket etme , karşıt olma , aykırılık , karşı gelme , ayrı düşünme , uymama , karşı çıkma , karşı düşüncede olma , kabulsüzlük , karşı durma , uyuşmazlık , zıt gitmek , zıddiyet , muvafık olmamak

muhalefet ::: ‬karşı düşüncede olma

MUHALEFET :::

Kabulsüzlük. Karşı durma. Uyuşmazlık. Zıt gitmek. Zıddiyet. Muvafık olmamak